7.8.12

"... Olmuştu işte sonunda. Boğa iyice çıkmaza girmişti. Her biri giderek artan bir düşmanlıkla fırlatılan bir, iki, üç, dört kemende daha yakalanmıştı. Seyirciler hevessiz bir biçimde ayaklarını tahta tribünlere vurup tempoyla el çırpıyorlardı. - Evet, tüm bu boğa olayının yaşamı andırdığı geldi birden aklına:  göz alıcı doğuş, eşit koşullar, önce kararsız, sonra güvenli, sonra yarı umutsuzca atılan turlar arenanın çevresinde, aşılan (ama aşılması gereken takdiri görmeyen) bir engel, sıkıntı, boyun eğme, çöküş; sonra yeni, daha sıkıntılı bir başlangıç; şimdi açıktan açığa düşmanca davranan bir dünyada, kendini bulmayı amaçlayan içedönük çabalar, yarısı uyuklamakta olan yargıçların apaçık ama yanıltıcı teşvikleri, önceden güvenle aşılmış önemsiz engelin yüzünden felaketin başlangıcına yönelen kararsızlıklar, kötü niyetliden çok sakar olduklarından kuşkulanılan dostların, belirsiz düşmanların tuzaklarına son dolanış, ardından da felaket, teslim, dağılış..."

Malcolm Lowry, Yanardağın Altında
çev: Sinan Fişek

Hiç yorum yok: